13/08/2020
    Güneş Işıkları ve Sağlığımıza Etkisi

    Güneş, dünyada yaşayan tüm canlıların ihtiyaç duyduğu bir enerji kaynağı olmakla birlikte, dikkat edilmezse birçok önemli probleme de neden olabilecek zararlı etkileri bünyesinde barındırmaktadır. Güneşli gün sayısı dünya ortalamasının üstünde olan bir ülkede yaşadığımız için güneş ışınlarının insan sağlığı üzerindeki olumlu ya da olumsuz etkileri konusunda daha bilinçli olmamız elzemdir.

    Birçoğumuz İçin Yabancı Bir Kavram: Morötesi Işınım!

    Bildiğimiz üzere güneş, çok geniş bir dalga boyu tayfında enerji verir. Görülebilir mavi ya da mor ışıktan daha kısa dalga boyuna sahip morötesi ışınım, stratosferdeki ozon tabakasınca büyük ölçüde emilir. Ancak, bu ışınımın bir bölümü yeryüzüne ulaşarak güneş yanıklarına (ve insan sağlığı üzerinde başka olumsuz etkilere) neden olmaktadır. Bilim insanları morötesi ışınımı üç türe ayırıyorlar: UV-A, UV-B ve UV-C. Bunlardan UV-C, en kısa dalga boyuna sahiptir (100 – 280nanometre) ve ozon tabakasınca tümüyle emildiğinden yeryüzüne kadar ulaşamamaktadır, dolayısıyla UV-C ışınlarının vücudumuz için zararlı etkilerinden söz edemeyiz. Bir bölümü ozon tabakasınca emilen (280 – 320 nanometrelik dalga boyuna sahip) UV-B, insan derisinin katmanlarına UV-A kadar çok etki etmiyor olsa da güneş yanığı, güneşten kararma, DNA mutasyonları ve cilt kanserine yol açtığı bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır. UV-A ışınımı mor ötesi ışınımlar arasında insan sağlığı için en büyük tehlikeyi oluşturan ışınımdır. (dalga boyu 320 – 400 nanometre) UV-A ışınımı derinin en alt tabakasına kadar etki etmekte ve güneş yanıklarında ve kararmada rol oynamaktadır. Ayrıca, cildin yapısını bozarak kırışıklıklara ve sarkmaya yol açtığı da UV-A'nın bilinen zararlarındandır. UV-A'nın belki de en ciddi etkisi ise cilt kanserine neden olmasıdır. Bunun yanı sıra bağışıklık sistemini baskılayıp gözlere kalıcı olarak zarar veriyor olması ise bir başka zararlı etkisidir.

    Güneş Işıkları Ve Sağlığımıza Etkisi


    Mor Ötesi Işınım Düzeyleri Değişkendir!

    Ozon tabakasının morötesi ışınımı büyük ölçüde emerek yeryüzüne ulaşmasını engellediğini biliyoruz. Ancak, ozon düzeyleri gün içinde ve yıl içinde değişkenlik gösterir. Dünyanın belli bölgelerinde ozon gazını parçalayan gazlar nedeniyle ozon tabakasının inceldiği de bugün herkesçe bilinen bir gerçektir. Güneş gökyüzünde ne kadar yüksekse, morötesi ışınım düzeyi de o kadar yüksek olur. Yani, morötesi ışınım gün içinde ve yıl içinde değişkenlik gösterir. Tropikal kuşağın dışındaki bölgelerde en yüksek düzeye yaz aylarında, güneşin tepede olduğu gün ortası saatlerde ulaşır. Ekvatora yakınlaştıkça da morötesi ışınım düzeyi artar.

    Morötesi ışınım, farklı yüzeylerce farklı oranlarda yansıtılıp saçılabilir. Örneğin, taze kar, % 80, kumsaldaki kuru kumlar % 15, denizse % 25'e varan oranlarda morötesi ışınım yansıtabilir. Morötesi ışınım, denizin yarım metre altına bile yüzeydekinin % 40'ı oranında ulaşır. Bulutlu havalarda da morötesi ışınım düzeyleri yüksek olabilir. Örneğin, bu ışınımın % 90'dan fazlası hafif bir bulut örtüsünü geçebilir. Bulutlu bir yaz gününde, hava çok sıcak olmasa da güneşten yanabiliriz. Işınların saçılması da farklı yüzeylerden yansıması gibi etki yapar ve toplam morötesi ışınım düzeyinin artmasına yol açar.

    Güneş Ve Sağlığımız

    Güneşin, cilt kanseri ve erken cilt yaşlanması gibi sağlık sorunlarıyla ilişkisi, bugün bilimsel açıdan hiçbir şüpheye yer bırakmayacak biçimde kanıtlanmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, tüm dünyada her yıl üç milyon melanoma (kötü huylu) olmayan, yaklaşık 132.000 kadar da kötü huylu melanoma cilt kanseri vakası görülüyor. Tüm dünyada tanı koyulan her üç kanser vakasından birinin, cilt kanseri olduğu da bulgular arasında. Buna ek olarak, katarakt görülen hastaların yaklaşık % 20'sinde, hastalığın ortaya çıkışında en önemli etkenin güneşe maruz kalmak olduğu belirlenmiş.

    Morötesi ışınıma aşırı düzeyde maruz kalmanın bilinen en yaygın etkisi, güneş yanığı olarak adlandırılan kızarıklıktır. Cilt tipine bağlı olarak, derinin kızarma eşiği ve morötesi ışınıma uyum sağlama becerisi insandan insana değişkenlik gösterir. Morötesi ışınıma uzun süreli olarak maruz kalmak, derideki hücrelerde, lifli dokularda ve kan damarlarında bozulmalara yol açar. Morötesi ışınım cilt yaşlanmasını hızlandırır; cildin esnekliğini kaybetmesi sonucu kırışıklıklar oluşur, cilt kalınlaşır.

    Güneş Işınımları Hakkında Doğru Kabul Edilen Yanlışlar

    Yanlış Bronzlaşmak, güneşin zararlı etkisinden korunmayı sağlar.
    Doğru Açık renk tenli bir insanın bronzlaşması, en çok 4 koruma faktörlü bir güneş kremi kadar koruma sağlar.
    Yanlış Bulutlu bir günde güneşten yanmak mümkün değildir.
    Doğru Güneşten gelen morötesi ışınımın % 90'i, ince bir bulut tabakasından geçebilir. Atmosferdeki sis, morötesi ışınım düzeyinin artmasına yol açabilir.
    Yanlış Kış aylarındaki morötesi ışınım tehlikeli değildir.
    Doğru Morötesi ışınım düzeyleri genellikle kışın yaza göre düşüktür. Ancak, kardan yansıma, özellikle yüksek irtifalarda morötesi ışınım miktarının iki katına çıkmasına yol açar. Özellikle, hava sıcaklıklarının düşük, ancak güneşten gelen ışınların güçlü olduğu ilkbahar aylarında dikkatli olmak gerekir.
    Yanlış "Güneşten koruyucu krem beni koruduğuna göre güneşte uzun süre kalabilirim."
    Doğru Güneşten koruyucu kremler, güneşte daha uzun süre kalabilmek için değil, kaçınılmaz olarak güneşe maruz kalındığında korunmak amacıyla kullanılmalı.
    Yanlış Güneşlenirken düzenli olarak ara verilirse, güneş yanığı olmaz.
    Doğru Gün içinde toplam olarak ne kadar süreliğine morötesi ışınıma maruz kalındığı önemlidir; aralıklarla maruz kalınmış da olsa, morötesi ışınımın toplam zararı değişmez.
    Yanlış Güneş ışınlarının sıcaklığını hissetmezsek, güneşten yanmayız.
    Doğru Güneş yanığına, morötesi ışınım neden olur ve morötesi ışınım ısınma duygusuna neden olmaz. Isınma duygusu, güneşten gelen kızılötesi ışınıma bağlıdır; morötesi ışınıma değil.